KOLON HASTALIKLARI TEDAVİSİNDE YENİ YAKLAŞIM; JAK İNHİBİSYONU

janus kinase inhibitor ile ilgili görsel sonucu

İyi bir hafta geçirmeniz dileğiyle selamlar,

JAK (janus kinase) inhibitörleri 1958 yılında tanımlanan myeloproliferatif hastalıkların patogenezinde yer aldığı gösterildikten sonra oldukça populerleşti.

Özellikle hemen bütün polisitemia vera hastalarında JAK2 kinazında 617. pozisyonda valin-fenil alanin tek nokta mutasyonunun (V617F) saptanması sonrası eski tanı kriterleri değişmiş ve yerine bu mutasyon, tanı kriterleri arasında yer almıştır.

JAK2 mutasyonunun diğer myeloproliferatif hastalıklar olan esansiyel trombositoz ve idiopatik myelofibrozun bir kısmında da saptanması spesifik bir marker olmadığını ortaya koymaktadır.

Son zamanlarda başka alanlarda da JAK mutasyonları karşımıza çıkmaktadır.

JAK,  tirozin kinaz ailesinden olup, sitokin reseptör sinyalinde anahtar rol almaktadır.

Tofacitinib JAK non-selektif (JAK 1,2,3) inhibitörü olup, romatoid artrit gibi otoimmun hastalıklarda denenmiştir.

Son olarak ülseratif kolit hastalarında da kullanım aşamasındadır; bu hastalarda indüksiyon ve idame tedavisinde verilebilir (1).

İlaç faz 3 çalışmalarında ve FDA onayı aşamasındadır.

Başlangıçta bazı hastalıklara özgü bulguların genellendiğini tıpta pekçok alanda görmekteyiz.

Bunun güzel örneklerinden bir diğeri de legionella pneumophilia enfeksiyonudur.

Fransız lejyonerlerinde Mısır seferinde salgınlar halinde görülen hastalık sırasında hiponatremi görülebilmektedir; bu bir zamanlar hastalığın tanı kritlerleri arasında olsa da sonraları pekçok pnömonide görüldüğü ortaya konduktan sonra tanı kriteri olmaktan çıkarılmıştır.

Monoklonal antikorların da spesifik alanlarının genişlediğini görmekteyiz.

Ancak antibiotik çağının kapanacağı endişesini de taşımadığımız söylenemez; dünya ve modern bilim bu alanda kısır döngü içerisindedir.

Doç.Dr. Mehmet Sait BUĞDACI

  1. N Engl J Med 2017; 376:1723-1736May 4, 2017DOI: 10.1056/NEJMoa1606910